HURRA

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Rize’de ikamet etmekteyim. Üniversite öğrencisiyim. Sürekli bir şeylerle uğraşmak isterim. Boş zaman geçirmemek gerektiğine inanırım. Bize bir zaman verilmişse, biz de o zamanı iyi şekilde kullanmalıyız, iyi değerlendirmeliyiz. Benim felsefem budur. Kendim hakkında çok fazla bilgi vermek istemiyorum. Biraz gizemli yazarı oynasak iyi olur. ?

Kitap yazma maceranız nasıl başladı?

Kitap yazma maceramda Stephen King’in ‘Gece Yarısını Dört Geçe’ adlı eserindeki ‘Gizli Pencere, Gizli Bahçe’ adlı hikâye çok etkilidir. Özellikle hikâyenin filme uyarlandığı ve Johnny Depp’in başrolünde oynadığı ‘Gizli Pencere’yi izledikten sonra ben de kitap yazmaya başladım. O sıralar 11-12 yaşlarındaydım. Beyaz müsvedde kâğıtlara yazıyordum. Hepsini bir araya getirip kendi hikâyelerimi yazmayı planlıyordum ama olmadı. Bir zaman sonra yazdığım hikâyeleri kaybettim. Benim de şevkim kırıldı. Uzunca bir süre yazmadım. Bundan yaklaşık bir sene evvel neden bir kitap yazmıyorum, dedim kendi kendime. Yazmaya karar verdim ama konusunu tutturamadım bu sefer de. Birçok türde yazdım. Olmadı, sildim. Sonunda üç ay önce korku türünde yazmaya karar verdim. Bu kitabı derslerimin de yoğun olması nedeniyle dikkatimi tam vererek yazamadım. Bazı bölümlerin arasında tahminen 3-4 hafta bile var. Kitabımı uzun tutmak isterdim fakat yetiştirmem gereken bazı ödevlerim de vardı. Bu sebeple kitabıma fazla yoğunlaşamadım. Kim bilir, kitabım tutarsa ikinci kitabıma daha fazla konsantre olur ve daha güzel, hatta daha korkunç, dehşetin kol gezdiği, kanın hiç durmadığı bir roman da yazabilirim. Bunun kararı, siz değerli okurlarıma kalmış.

Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

Kitabım yayınlanırken beni her durumdan haberdar eden Luna Yayınlarına teşekkür ediyorum.

Kitabınızda en etkileyici bulduğunuz yer neresidir?

Kitabımda benim için en etkileyici bölüm, hatta yazmaktan en haz aldığım kısım otoyolda arabanın lastiği patladıktan sonra kahramanların geçmişe gitmeleri… Geçmişte lastiği patlatan çivinin yere nasıl düştüğünü öğrenmeleri… Ali ile Remzi arasında geçen ve insanın kanını donduran sahne… Sonrasında Akif Hoca’nın yerden çiviyi alıp günümüze dönmesi ve döndükten sonra arabanın lastiğinin hiç patlamamış olması… Kitabımı yazarken en eğlendiğim yer burasıydı.

 

Süleyman Mert - Yazarın kitapları

Kapat