KÜÇÜK YEŞİL BÖCEKLER
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
27 yaşındayım. 2016 yılında Pamukkale Üniversitesinden mezun oldum, özel bir okulda öğretmenlik yapıyorum. Aydın’da mütevazı bir yaşantı sürüyorum. Sürekli hayal kuran biriyim. Hatta hayallerinde yaşayan biriyim. Bu yüzden bazen gerçekle hayali karıştırıp işin içinden çıkamadığım zamanlar oluyor. Hayalim her neyse ona ulaşmak için düşe kalka da olsa mücadele etmeyi seven birisiyim.
Kitap yazma maceranız nasıl başladı?
Üniversite bitikten sonra Mete karakterini çizmeye başladım. Onunla ilgilenmek beni rahatlatıyordu. Daha sonra, çizdikçe hikâyeler oluşmaya başladı zihnimde ve yazmaya başladım. Yazdıkça resimler gözümde canlanıyordu. Bir yandan hikâyemi geliştirmek için çabaladım bir yandan da resimler üzerine yoğunlaştım. Tabii yavaş yavaş yayınevi arama sürecine de girmiştim. Bu şekilde kendimi yazarlık yolunda yavaş yavaş ilerlerken buldum.
Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?
Beni de diğer yazarlarımız gibi en çok zorlayan şey, yayınevi araştırma süreci oldu. Daha önce bu sektörde yer almadığım için bazı korkularım vardı. Yolumuz Luna ile kesiştiğinde korkularım devam ediyordu ama hiçbir sorun yaşamadık, iletişimimizi mail yoluyla sürdürdük, gayet iyiydi, güzeldi.
Kitabınızın çocuklar açısından en yararlı yönü nedir?
Küçük Yeşil Böcekler’i yazarken “Mutlaka bir şeyler öğretsin,” gibi bir kaygım yoktu. Yazarken daha çok, “Acaba çocuklar okuduklarında eğlenirler mi? Mete karakterini severler mi ?” diye düşündüm. Amacım her şeyden önce eğlendirmekti. Ayrıca, çocukların o eğlenceli dünyalarını ebeveynlere sunmaktı.