FENİX
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Profesyonel iş hayatında yaklaşık yirmi yıldır yönetim danışmanı olarak çalışıyorum. ODTÜ mezunuyum. Çocukluk ve gençlik yıllarım Ankara’da geçti. Şu an eşim ve iki oğlumla birlikte İstanbul’da yaşıyorum. Doğaya yakın olmayı ve ondan ilham almayı seviyorum. İnsanların, özellikle gençlerin ve kadınların hayattaki ilerlemelerinin desteklenmesini önemsiyorum. Kitabımı da bu yüzden okuyucularla paylaşmak istedim.
Kitap yazma maceranız nasıl başladı?
2020 başında, henüz korona virüs salgını yaygın hale gelmemişken, kendime tekrar bakmak ve bundan sonraki hayatımı nasıl şekillendirmek istediğimi daha iyi anlamak için işimden bir süre izin almaya karar verdim. Tam izne başladığım sırada salgının yayılımı hızlandı ve evde kalma süreci başladı. Ben de kendime yolculuğumu evde kalarak ve tekrar yazarak yapmaya başladım. Aslında gençlik zamanlarımda da yazma ile çok ilgiliydim; deneme, öykü ve şiir çalışmalarım vardı.
Kendi yenilenme yolculuğumu yazarken yaşadığım duyguların ve düşüncelerin başkalarına da faydalı olabileceğini, kendilerini dinlemeleri ve yenilemeleri için etki yaratabileceğini fark ettim. Benim gibi birçok insan, özellikle de kadınlar, önceden belirlenmiş başarı hedeflerine ulaşmak için zorlu dönemlerden geçebiliyor ve aslında kendilerinin ne istediğini, hayattan ne beklediklerini sorgulama fırsatını bulamıyor. Benim yenilenme yolculuğum bu şekilde kitap haline geldi, başkalarında da bir ışık yakma olasılığını değerlendirmek için…
Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?
Farklı bir iş alanından geldiğim için kitap yayınlanma süreçlerine çok hâkim değildim açıkçası. Sürecin başında bu yoldan geçen arkadaşlarımın yönlendirmeleri çok değerli oldu. İlk başta yazdıklarımı farklı okuyuculara ve editörlere okutarak ön görüş aldım. Kitabın basılabilecek seviyede olduğunu anladıktan sonra yine yönlendirmelerle farklı yayınevleri ile iletişime geçtim. Bu noktada Luna Yayınları ile de tanıştım. En baştan beri gösterilen profesyonel yaklaşım, ciddiyet ve özen beni çok etkiledi. Luna Yayınları ile çalışmaya başladıktan sonra kitap yayınlanma aşamasına hızlı bir şekilde geldi. İlk kitabım tam içime sinen bir şekilde hazırlandı ve çok özel bir deneyim yaşamış oldum. Mutlu ve heyecanlıyım…
Kitabınızda ilk önce size ve sonra okuyuculara rehber olacağını düşündüğünüz bakış açılarından bahsedebilir misiniz?
Yüksek başarı hedefleri olan, zorlu, hızlı hayatlar yaşıyoruz. Duygularımızı dinlemeye, düşüncelerimizi değerlendirmeye, aslında ne istediğimizi tam olarak anlamaya zamanımız ve gücümüz kalmıyor çoğu zaman. Kendimizi gerçekten dinleyebildiğimizde; içimizde bizimle konuşmak isteyen, var olmak isteyen, hayata çok farklı şekillerde değer katmak isteyen bir sürü farklı biz olduğunu fark ediyoruz. Ben kitabımı yazarken bunu keşfettim; içimdeki farklılıkları, renkleri, değerleri, yaratıcı güçleri, istekleri… Ve bu bana inanılmaz bir doygunluk hissi verdi, yapabileceklerim ile ilgili umutla doldum, kendime yeni yollar açmak için heyecan duydum. En başta kendimizi dinlemeyi hiç unutmamalıyız, bunun için kendimize özel alanlar, zamanlar yaratmalıyız ve her şeyi tekrar sorgulayabilmeliyiz.
İkinci olarak da yenilenmenin ve dönüşmenin hayatın vazgeçilmezi olduğunu ve her birimiz için de vazgeçilmez olduğunu unutmamalıyız. Ne yaşarsak yaşayalım; geçmişimiz ve bugünümüz mutluluk, sağlık ve başarı ile dolu olsun ya da hiç olmasın; her gün hepimiz için yeni bir gün. Ve bu her yeni gün yeniden başlamak için bir fırsat sunuyor, belki önce bizi korkutuyor sonra cesaretlendiriyor ama hep özgürleştiriyor. Özgürce hayal kurmayı hiç bırakmamalıyız, hayallerimiz kendimizi yeniden yaratacak ve bunu her gün yapabilecek gücü bize veriyor. Yenilenerek ve dönüşerek hep daha iyisine ulaşacağız diye düşünüyorum…