BOŞU BOŞUNA
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Nuray Şenol, Eskişehir’de doğdum. İlkokul ve ortaokula Eskişehir’de gittim. Ailemin Ankara’ya taşınmasıyla, eğitimime Ankara İlk Öğretmen Okulu’nda devam ettim. Mezun olunca 1 yıl özel bir ilkokulda öğretmenlik yaptım. Daha sonra Etibank Ve TPAO’da çalıştım. Emekli olduktan sonra iki hayalimden birini gerçekleştirerek 3 yıl özel radyolarda haber spikerliği yaptım. DSP’ye üye oldum. Partinin Ankara Kadın Kolları Başkanı olarak görev yaptım ve milletvekili adayı oldum. Yağlı boya tablo çalışmalarım bulunmaktadır.
Kitap yazma maceranız nasıl başladı?
Çocukluğumda ailemin bana sürekli aldığı, özellikle de klasik romanlarla okuma zevkimin geliştiğine inanıyorum. Eğitimimin her aşamasında da kompozisyon ve şiir yazdım, onları sundum. Daha sonra yaşadıkça gördüklerim; doğa, insan ilişkileri, acılar ve sevinçler kafamın içinde öylesine itişip kakıştı ki, onları yazıya dökmeden rahat edemedim bir türlü ve yazdım, yazdım… Sonra da ikinci hayal olarak bu yazdıklarımın basılması ve okunmasını istedim. O gün, bugünmüş…
Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?
Cumhuriyet Gazetesi ilânında rastladığım Luna ailesi ile tanışmaktan çok mutluyum. Her aşamada gösterilen ilgi ve programa harfiyen uymaları beni çok etkiledi. İnanmamı ve daha da umutlanmamı sağladı. Teşekkür ediyorum.
Kitabınızda en etkileyici bulduğunuz yer neresidir?
“Oysa beklemenin yaşamın ertelenmesi olduğunu, böyle erteleye erteleye içinde bulunduğu anlardaki küçük mutlulukları da ıskaladığını ve bu arada giderek yaşlanmakta olduğunu anlamıyordu, henüz…”
“Azgın bir nehir gibi, aynı sözcükler kafasının içinde akıp duruyordu. Kalbi de aynı hızla çarpıyor ve adımları da bu delice tempoya uygun şekilde, üzerinde orta boy bir tencere büyüklüğünde, iki madeni kül tablasından başka bir şey olmayan kocaman tahta masanın etrafında dönüp duruyordu. “Neden burada olduğumu biliyorum. Affet beni Ülkü, Ülkü beni affet…””