TÜRKÇE KÖKENLİ ADLAR SÖZLÜĞÜ, ARDIMDA BIRAKTIĞIM YILLAR (7 CİLT)
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
İlkokulu köyde, ortaokul ve lise öğrenimimi Kars’ta tamamladım. Aslen Karslıyım. Ortaokul ve lise yıllarında ağırlıklı olarak matematik ve doğa bilimlerine yoğun ilgi duydum. Bu yüzden lise öğrenimimi, lisenin fen kolunda tamamladım. Öğrenimim boyunca öğrendiğim her şeyi kavramsal olarak öğrenmeye çalıştım. Üniversite öğrenimi için Ankara’ya geldim, Gazi Üniversitesi Mühendislik – Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünde lisans ve yüksek lisans öğretimini tamamlayarak yüksek mühendis oldum. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Kitaplara ilgim çocukluğumdan beri vardı. Kitaplar benim en iyi dostumdur, desem abartmış olmam. Ne zaman bir kitabın kapağını açsam içimde tarifi mümkün olmayan duygular belirir. Bunun içindir ki her nereye gidersem gideyim yanıma mutlaka bir kitap alır, en kısa yolculuklarda bile kitabımı yanımdan eksik etmem. Bunun yanında benim ‘incebeğeni’ dediğim sanata ilgim, antikaya merakım ise daha geç yıllarımda başladı. Farklı dönemlere ait sanat eserlerini toplamak, onlarla ilgilenmek her zaman bana ayrı bir mutluluk verdi.
Şiire ise daha ortaokul yıllarımda dörtlük dörtlük halk şiiri tarzında şiirler yazarak başladım. Şiirlerimi, serbest şiir biçiminde ağırlıklı olarak lise son sınıfta ve üniversiteye başladığım yıllarda yazmaya başladım.
Yıllar boyunca yazdığım şiirlerim, bir köşede birikip kaldı. Yazdıklarım, çoğunlukla benim yaşadıklarım ve etkisi altında kaldığım olaylardır. Yıllar sonra bu yazdıklarımı bari yayınlayayım da benimle benzer duyguları yaşamış ya da gelecekte yaşayacak olanlar biraz da olsa şiirlerimde kendilerini bulsunlar diye okuyucularımın duygudaşı olmak istedim.
Kitap yazma maceranız nasıl başladı?
Yaşamım boyunca hiçbir şeyin nedenini, niçinini irdelemeden körü körüne kabullenip belleğime atmadım, öğrendiğim her şeyi kavramsal ve de kuramsal olarak öğrendim. Özellikle matematik konusunda ileri düzeyde bilgi birikimim oldu. Bunun yanında kendi mesleğimle ilgili konularda onların filozofisini yazabilecek düzeyde ilgilendim ve yoğun bir bilgi birikimi edindim. Bu bağlamda ulusal ve uluslararası birçok dergide mesleki makalelerim yayınlandı. Ayrıca İnşaat Mühendisleri Odası tarafından ‘Barajlarda Dolusavak Tasarımı’ ve ‘Enerji Yapıları Tasarımı’ adlı iki teknik kitabım yayınlandı.
Tabii ki bu kavramsal düşünüş biçimim dilimize de yansıdı, ilk başlarda Türkçede kullandığımız kelimelerin nereden geldiğini merak etmeye başladım. Buradan yola çıkarak uzun yıllar Türkçe’nin söz varlığı ve Türkçede kullanılan sözlerin, bilim kişileri tarafından yapılan etimolojik çalışmalarını inceleyerek, gücüm yettiğince, elim çattığınca Türkçe kökenli sözleri özellikle kullanarak onların geliştirilmesini ve dilimize yerleşmesini yeğledim. Bu bağlamda mühendis olduğum için ilk olarak ‘İngilizce-Türkçe İnşaat Mühendisleri Terimleri Sözlüğünü’ İngilizce -Eski Terim- Türkçe olarak yayın hayatına ilk kez ben sundum. İlk kitabım işte bu şekilde yayımlanmış oldu. Bir yıl sonra ise Adlar Sözlüğü adlı kitabım yayınlandı.
Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?
Kitaplarımın yayını konusunda bir sıkıntı yaşamadım. İlk üç kitabımın dizgisini yayınevi yapıp yayınladı. Bence önemli olan kitabın yayınlanması kadar kitabın gerektiği gibi tanıtımının yapılması ve okurların böyle bir kitabın olduğu konusunda bilgilendirilmesidir.
Yakın zamanda iki şiir kitabınız ve Türkçe Kökenli Adlar Sözlüğü adlı bir çalışmanız yayımlanacak. Bu eserlerinizle bağlantılı olarak ilk sorumuz, sizi en çok etkileyen şiiriniz hangisi olduğudur? İkinci sorumuz ise bugün yeniden baba olsaydınız çocuğunuza sözlükteki adlardan hangisini koyardınız?
En beğendiğim iki şiirime gelince ise tabii ki şiirler bir şairin çocukları gibidir, onları birbirinden ayırmak çok kolay değil; her birinin yeri ayrı ama ille de iki şiirin adını verecek olursam ‘Benim Ay Balam’ adlı bir şiirim vardır, şiir kitapları serimin 2. cilt birinci kitapta bulunmaktadır. Bir diğer şiirim ise 6. ciltte bulunan ‘Kimse Anlayamasın’ adlı şiirlerimdir.
Toplamda 7 adet şiir kitabım yayımlanmıştır. Aslında 8 kitap denilebilir. 2. cilt sayfa sayısı bakımından fazla olduğu için şiir kitabının ikinci baskısı yapılırken ikiye böldük Cilt 2 birinci kitap ve Cilt 2 ikinci kitap olarak yayımlandı. Birinci cilt dışındaki tüm şiirlerimde duygularımı yalın bir Türkçe ile ifade ettim. Türk dilinin söz varlığını % 100’e yakın kullanarak duygularımı şiirlerime döktüm. Yapıtlarım bu yönüyle günümüz Türk dünyası edebiyatında bir ilk olarak değerlendirilebilir.
Kişilerin çocuklarına verdikleri adlar ilgimi çekmeye başladı. Gördüm ki çocuklara konulan çoğu adlar yalnız kulağa hoş gelen yönüyle konuyor, adın anlamı bilinmeden konuyor. Arapça, Farsça hatta Batı kökenli isimler konuluyor çocuklara ama konulan adların anlamlarını bile bilmiyorlar. Yeni çıkacak olan ‘Türkçe Kökenli Adlar Sözlüğü’ adlı kitabımda tamamen Türkçe kökenli adlara yer verilmiş olup söz başında da gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Bugün yeniden baba olsaydım kızımın adını Aybet (ay yüzlü) ya da Algök (gökyüzünün günbatımında ya da gün doğumunda aldığı renk) koyardım, oğlumun adını Altan (tan ağarırken gökyüzünün aldığı renk) ya da Alpbilge (bilge yiğit) koyardım çünkü Türk kültüründe erkeklerde yiğitliğin, bilgeliğin, kızlarda ise güzelliğin betimlenmesi ön plandadır.