KİLOMETRESİZ

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

1985 İstanbul doğumluyum. Şehir merkezinden uzakta tamamen doğa ile içe içe bir evde büyüdüm. Şehrin stresinden uzaklaşmak için otuzlu yaşlarımda koşuya başladım. Ve ilerledikçe koşuyu hobi olarak değil, amatör sporcu olarak yapmaya başladım. Ultra Maraton uzun mesafe koşuları ile Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerinde koşma fırsatı buldum. Koşu sporunu ülkemizde yaygınlaştırmak ve kitap okuma oranını arttırmak için ‘Kitapları Koşturan Kadın’ adı altında bir YouTube kanalı kurup tüm koşu deneyimlerimi paylaşma başladım. Aynı zamanda koşu bilgilerinin olduğu bir kitap yazdım.  Hayallerimden biri bir gün vakıf kurarak okuyacak ve spor yapacak nesillere yardımcı olup ülkemize uluslararası müsabakalarda başarı getirmeleri ve sağlıklı nesiller yetiştirmelerine katkı sağlamaktır.

Kitap yazma maceranız nasıl başladı?

Uzun yıllardır kitap okuyordum. Her okuduğum kitapla farklı hikâyeler, fikirler ile karşılaşıyor ve bunlar üzerine düşündüklerimle ilerliyordum. Ancak kitap yazma fikrim hiç olmadı ta ki koşmaya başlayınca kadar. Koşmaya başladığımda özellikle ormanın içinde geçen patikalarda koşarken şehrin karmaşasıyla zihnimin üzerine yığılan tozun toprağın savrulduğunu ve durağan olan fikirlerimin özgürce havada uçuştuğunu anladım. “Okudukça fikirlerim özgürleşiyordu, koştukça bedenim özgürleşiyordu.” Anladım ki koşarken yıllardır zihninim altında biriken hikâyeler birer birer gün yüzüne çıkıyordu. O kadar çok hikâye, koşu deneyimi birikti ki hepsini unutmaktan, kaybetmekten korktum. Ve korkumun üzerine gidip kitap yazmaya karar verdim.

Kitabınızın yayınlanma aşamasındaki deneyimlerinizden söz edebilir misiniz?

Kitap yazmaya başladığım andan itibaren yayınevi düşüncesi hep kafamın bir kenarındaydı. Bu konuda bildiğim hiçbir şey yoktu. Aslında kitap nasıl yazılır onu dahi bilmiyordum. Bildiğim tek şey, havada uçuşan fikirler vardı ve onlar kâğıda yazılmalıydı. Kendi kendime yazmaya başladım. İlerledikçe kitapta hikâyeler arası bağlantıların koptuğunu hissettim. Çünkü her şeyi yazmak istiyordum ve ilk kitabını çıkaran biri için bu gayet normaldi. Birkaç yazar arkadaşımdan kitap yazma üzerine teknik fikir aldım. Bu sayede kitabımı istediğim gibi bitirmeyi başardım. Sonrasında tüm yayınevlerini internet üzerinden araştırdım ve e-mail adres listesi yaptım. Luna Yayınevi kitabımı paylaştığım ilk yayıneviydi. Neden Luna? Çünkü çok sevdiğim ve kitabından çok etkilendiğim bir yazar olan Esra van der Wiel bu yayınevinden kitap çıkarmıştı. Belki de bu yüzden olsa gerek kitabımın orada olması bana kendimi iyi hissettirdi. Yayınevinin sahibi Mustafa Bey, kitap çıkarma konusundaki tüm detaylar ve kitabın içeriğiyle ilgili objektif yorumlarıyla çok kısa zamanda bana geri döndü ve kitabımın yolculuğu böyle devam etti.

Kitabınızda en etkileyici bulduğunuz yer neresidir?

Size bir yer söyleyemem. Zira o yer her yeri olabilir. Bana göre yaşamın olduğu her yer etkileyicidir. Kitabımda bolca yaşam var. Yaşamak için yaşayanlar da var, yaşatmak için yaşayanlar da. Ya da yaşadıklarından habersiz olanlar da… Yani bana göre etkileyici olan bu hikâyelerin hepsi.